Translate

30 Haziran 2014 Pazartesi

Asıl şimdi anne oldum galiba...

Ikinci çocuk bambaşka birşeymiş. Buradan ilk çocuğu iyi kötü belli bir yaşa getirip de acaba ikinciyi ne zaman yapsak diye düşünenlere sesleniyorum. İşin biraz da felsefik ve duygusal yönüne vurgu yapmak istiyorum. Sizden kısa bir süre önce bebeği olanların bilgiç öğütler verdiği mutlaka olmuştur. Özellikle de şöyle dediklerini ben çok kez hatırlıyorum. Çocuk olana kadar hiç bir zaman tam anlamıyla hazır olmazsın, sen kendini ne kadar hazır hissedersen hisset. Mert olmadan önce ben bunu defalarca farklı insanlardan duymuştum. Ve içimden kendimce bilmiş tavrımla, "peh ben çoktan hazırım bu bebeğe" diyerek gülerdim. Ikinci bebek öncesinde de aynı bilmiş tavrım içimdeydi. Bana çeşitli yorumlar yapılıyordu; "vay, iyi cesaret" diyen de oluyordu, "oh ne güzel yapmışsın, ikisi beraber büyür" diyen de. Ve bunlara benzer farklı yönlerde birçok yorum... Ama bana birşeyi söylemeyi unutmuşlardı. O da, ikinci çocuğa da aynen ilkte olduğu gibi hiçbir zaman tam anlamıyla hazır olmadığın.

İlkinde nasıl geçerliyse, aynı atasözü ikinci de geçerli bence. O yüzden kimse hayatını muhasebe defterine çevirmesin, aile hayatını ve geleceğini de. Iki çocuk arası kaç yaş olmalı, iki kız mı yoksa bi kız bi erkek mi daha ideal, kariyerimi çocuklar nasıl etkiler, hangi mevsim doğan bebek daha kolay büyütülür diye uzayan soruları gerçekten boşverin gitsin. Hazır tatil sezonu da gelmişken, eşinizle güzel bir manzara karşısına geçin ve rahatlamış bir halde sohbet edin. Aileye dair hayallerinizi konuşun. İlla çok da duygusal olmanıza gerek yok, hayal dediysem korkmasın mantıklı tarafınız. Geleceğe nasıl bir tablo çizdiğinizi konuşun. Ve sonra zamanına ve nasılına bakmadan karar verin. Gerçekten hiç koşulsuz istediğiniz zaman gelecektir ilk bebek de ikinci de, hatta üçüncü ve diğerleri de... Bunun tartışması olmayacağı gibi tek bir doğrusu da yok.

Benim deneyimime gelince, bizde aynen anlattığım gibi oldu. Ailemizin geleceğini çizerken böyle bir hayalimiz vardı. Çocukların isimleri ve hatta cisimleri bile canlanmıştı hayalimizde. Istedik ve oldu işte öylece. Zamanını da hayal etmiştik, öyle fazla hesap kitap yapmadan, kabataslak, biraz da oluruna bırakarak. Demek hepimiz için en doğru zaman şimdiymiş. Bazen günlük koşturmacanın içinde kayboluyoruz, bazen de büyük resme bakıp şükrediyor ve hayallere hayal eklemeye devam ediyoruz.

Bir yandan da ben ordan oraya savrulurken bir yeni şey daha farkediyorum. Annelikte bir seviye atladım. Sanki önceden tam değilmiştim de şimdi anne olmuşum gibi bir duygu. Tek çocuk annesi olanlar lütfen alınmasın, bu benim şahsi deneyimim ve ayrıca onlardan bir gün ikinci çocuğu olanlar şimdi yazdıklarımı çok çok iyi anlayacaklar.

Henüz iki çocuk annesi olalı sadece 40 gün olmuşken bu durumu farkedip kendi hayrıma kullanabilmek çok güzel gerçekten. Çok şükür.

Özetle, şimdilik durum şöyle:

Iki çocuk annesi olunca insan öncesine göre bile daha bir "multi tasking" (çok görevli) oluyor. Yani aynı anda birçok şeyi yapmak zorunda olmak ve hatta yaparken de bunlara ek olarak daha birçok şey düşünmek zorunda olmak. Duygularına, özellikle de uykusuzluktan gerilmiş sinirlerde kolayca ortaya çıkan öfkeye hakim olmak. Dışardan birden fazla kişiden yardım almak zorunda olmak ve bunları organize etme işini üstlenmek. Çocuklar uyurken bile hiçbir zaman yeterince dinlenememek. Gibi uzayan bir yeni oluşan gerçekler listesi mevcut ; ve bütün bunların anneye hiç geçmeyecek gibi gelmesi de işin cabası. Yani bazen öyle dip bir haldeyken, anne herşeyin aynı böyle kalacağını ve hayatını hep ıskalayacağını düşünmekten kendini alamıyor. Şuan bende dile gelen Lohusalık hali mi dersiniz bilmem ama şu bir gerçek ki ikinci çocuk ilkiyle hiç ilgisi olmayan bir ruhsal deneyim. Insanı, özellikle de anneyi bambaşka bir ruhsal seviyeye taşıyan, adeta annelik kariyeri dediğim bu yolda ona yepyeni bir titr kazandıran bir deneyim. Hatta bence ikinci çocuk olunca annenin adı bile değişmeli, apanne olmalı. Hani Avustralya aborjinlerinde insanların isimleri hayatta ulaştıkları mertebeye göre devamlı surette değişiyor ya, aynen onun gibi.

Bence ben artık apannelik statüsüne ulaştım. Bakalım bizi daha neler bekliyor neler. Haydi hayırlısı...











1 yorum:

Unknown dedi ki...

cok guzel olmus, canım... yine yüzümde bir gülümsemeyle okudum.