Translate

17 Eylül 2016 Cumartesi

İllüzyon

Gerçekte sadece bir illüzyon olsa da yaşadığı,
İnsan kendi hayatından memnun olmalı...

Kendi kararlarından, kendi konumundan, isminden cisminden, ürettiklerinden ya da üretmemeyi tercih ettiklerinden, tuttuğu taraftan, zamanını ve hatta ömrünü adadıklarından memnun olmalı..

Neden mi?

Çünkü;

Hayat amacı budur insanın. Deneye yanıla, hatalar yapa ede, mutsuz ola ola, bata çıka bulmaktır asıl kendini memnun eden hali. İşte o an, amacına bir nebze yaklaştığını hisseder ve işte ondan ışıldar gözleri. "Ruhun aynası" gözleri.

...

İllüzyon lafına takıldı egolar bilirim.  Ona da başka bir zaman açıklık gelsin. Biraz düşünsün, insanoğlu-insankızı. 
...

17 Şubat 2016 Çarşamba

Her Anne bir Şifacıdır

İkinci çocuğum İnci'ye hamileyken yazmaya karar verdiğim bir konu vardı. Bebeklerimizi,  çocuklarımızı iyileştirmede annelerin yapabilecekleri hakkındaydı bu. Taa o zamandan kalan notlarım hala duruyordu. Ancak, bir türlü geçemedim bilgisayarın önüne. Cesaret edemedim sanki... Fazlasıyla hassas geldi bu konu. Aslında koruma ve şifa benim hayatımın vazgeçilmez bir parçası ve neredeyse her anım bunları düşünüp yaşayarak geçiyor. Ve sadece bir anne olarak bile bu konunun uzmanı sayılırım bence. Ama okuyucular için acaba fazla nazik yerlere gider mi diye düşünüp dururken, birden içimden bir ses dedi ki, "herkes kendi deneyimini yaşar tabii ki. Yine de deneyimlerin paylaşılması insanlığa özgü ve haliyle bütünün gelişimine fayda sağlayacak bir şey. Ve kim bilir, belki birisi yorum da yazar altına. Evet, denedim ve oldu der. İşte o zaman mutlu olurum, o annenin bebeği için, bebeğin şifası için ve bütün insanlığın şifası için, oluşturduğumuz parlak gelecek için mutlu olurum". İşte bu noktaya vardığımda artık bekleyecek bir saniye bile yoktu benim için.

Şimdi öncelikle biraz çocuklarımızı korumaktan bahsedeceğim. Onlar henüz küçükler ve kendilerini korumayı tam olarak öğrenene kadar bizim yardımımıza ihtiyaçları var. Bizleri melek yapan da bu değil mi? :) Hani biz onları tüm fiziksel tehlikelerden korumaya gayret ediyoruz ya, işte bu yaptığımızı tüm zamana yayarak ve sadece fiziksel değil de görünüp görünmeyen her şey için yaparsak daha bütünsel oluyor. Bu koruma işini sadece korktuğumuzda, çocuğun tehlikede olduğunu hissettiğimizde ya da hastayken değil de, her an ve herşeyden önemlisi çocuk gayet iyiyken yapmak çok çok önemli. O zaman korkularımızdan arınmış olarak daha bir odaklanabiliriz, daha etkili oluruz ve tabii ki bu durumda şükretmek de içimize daha kolay siner. Korumaktan kastım aslında çok genel. Herkesin inancına göre değişir. İsterseniz ben nasıl yaptığımı paylaşayım, belki bir fikir verir. Ben her sabah evden çıkarken hem kendim, hem çocuklarım, hem eşim ve hem de evimiz için belirli bir dua okuyup ardından her birimizin koruyucu meleklerinden bizi her an korumaları için yardım isterim. Özellikle de bizi koruma kalkanı ile - yani bedenimizi ve enerji alanımızı çepeçevre saran fanus şeklinde bir ışık- koruduklarını gözümde canlandırırım. Sonra da zaten bunu yapacaklarını bildiğim için peşinen teşekkür ederim. Gün içinde herhangi bir anda herhangi bir sebepten korktuğumda da yine hemen melekleri yardıma çağırırım. Koruma kalkanını zihnimde tekrardan imgelerim. Burada önemli bir detay daha var. Çocuklarımızı korurken onları sadece fiziksel olaylardan ve hastalıklardan değil, ona iyi gelmeyen herşeyden, yani tüm toksinlerden, insanların ona iyi gelmeyen enerjilerinden, onun bedensel, ruhsal ve enerjisel dengesini bozabilecek her şeyden korumaya niyet etmek çok önemli.

Her akşam duş olmasa da suyla bir ellerini yıkarım. Bu esnada suyun hem içimizi hem dışımızı arındırdığını düşünürüm. Bunun için banyo biterken suya teşekkür ederim. Tüm kirlerle beraber almış olduğumuz elektriği de suya bırakırım. Çocuklar çoğu zaman bizim de negatif düşüncelerimizden etkilenirler ve yıkarken bunları da temizlemek önemlidir. Basit bir örnek vereyim, etraftan duyduğunuz tüm negatif kodlamalar sizi ve çocuğunuzu etkilemiş olabilir. Mesela, sokakta bir arkadaşla karşılaştınız ve okula giden sizinkinden yaşça biraz daha büyük çocuğunun sürekli kolayca hastalandığını anlattı. Siz de o sırada, benim çocuk da kreşe başladığında hep hasta olacak gibi bir düşünceyi içinizden geçirdiniz. Burada bir kodlama oluştu. Okula giden bütün çocuklar hemen ve sık sık hastalanır. İşte bu ve benzeri durumlarda, böylesi kodlamaların çocuğun bedeninde iz bırakmasını önlemek için zihninizde, tüm hücreleri de dahil olmak üzere onun bedenini ve enerji alanını tarayıp temizlemek önemli. Banyo veya su ile yapılan her şey bu çalışma için ideal zaman. Bir küçük not, gün içinde geçen konuşmaları, kimlerle karışılaşıp neler düşündüğünüzü hatırlamaya çalışmayın, genel bir temizlenme niyeti yeterlidir.

Geceleri çocuklar uyurken yanlarına gider, sakince dururum. Uzun uzun seyrederken bir yandan da yine aynı sabahki koruma duasını ederim. Ardından meleklerin yardımını alıp, onun farkında olarak ya da olmayarak gün içinde maruz olmuş olabileceği tüm uyumsuz ve negatif enerjilerden onu arındırırım. Bedenini ve bedeninin hemen dışındaki enerji alanını gözümle ve bazen de elimle tarayarak onu adeta bir kez daha yıkarım. Bu esnada şöyle düşünürüm: Yedikleri içtiklerinden veya havadan aldığı tüm toksinlerden, temas ettiği ya da etmediği kişilerden almış olabileceği ve kendine iyi gelmeyen, onun dengesini bozan tüm enerjilerden, kirlerden, mikroplardan arındırıyorum. Arındırma bittikten sonra da yine koruma dualarıyla bitiririm. Ardından ben de huzur dolarım.

Tüm insanlar bazen hastalıklar yaşayabilir. Bu gerçeğin, insan olmanın ve bedenle uyumlanmanın doğal bir gereği olduğunu, bu deneyimlerin de geçici dersler olduğunu kabul ediyorum. Buradaki dileğim, tüm hastalıkların kolaylıkla ve hafifçe atlatılması, çocuklarımızın bu deneyimlerden daha da güçlenerek çıkması ve aile olarak bizim hayat farkındalığımızı artırması.

Çocuk hastalandığında, gerekli tüm tedavileri sadece tam olarak güvendiğimiz bir tıp doktorunun yöntemlerine göre uygulamayı sürdürürken bir yandan da ruhsal yönden onun iyileşmesine yardımcı olabilir, onu hem hastalığa karşı hem de ilaçların yorucu yan etkilerine karşı koruyabiliriz. Bu noktada doktora koşulsuz güvenmek çok önemli, çünkü tıbbi kararları ona canı gönülden bırakabilmeliyiz. Bu konularda içimizde tereddüt olmamalı ki zihin sakin dursun, iyileşme karşıtı düşünce barındırmasın. Sadece iyileşmeye, sağlığa odaklansın. İşte o anda tek bir dileğimiz var, çocuğun normal sağlığına dönmesi. Ve zihnin oluşturabileceği olası tüm zıt kalıplara set çekmeli, onlara ortam bırakmamalıyız. Bunun için de doktora güven temeli esastır.

Hastalıktan iyileşmek bir süreçtir. Bazen gerekirse ateş yükselebilir, gece uykuları bölünebilir, iştahsızlık, keyifsizlik, yorgunluk, olabilir. Bunların aslında bedenin iyileşme sürecinde çevreyle iletişimi, hastalıkla mücadele eden vücudun gerginliği ve biraz da rahat bırakılma talebi olduklarını hatırlamak lazım. Tedaviyi aynen sürdürmeli ve bir yandan da zaten geçici olduğunu bildiğimiz bu semptomların geçmesine izin vermeliyiz. Geçiiiip gitmesine. Bunun için en basit öneri şu: ateş vs gibi semptomlardan bunaldığınız ve tam da kendinizi şikayet etmek üzere yakaladığınız o anlarda durun, nefes alın ve içinizden bu olumlamayı yapın: "olanı olduğu gibi kabul ediyorum ve bunların geçmesine izin veriyorum. Her şeyin benim ve çocuğumun en yüce hayrına olduğunu biliyorum. Çocuğum şuan iyileşiyor. Şükürler olsun".

Ayrıca, gecenin ve uykunun iyileştirici gücünden faydalanmalıyız. Zihin kapalıyken beden iyileşmeye daha bir odaklanabilir, engeller ortadan kalkar. Aslında beden kendini savunur ve iyileşmeyi çok iyi bilir, keşke zihin ona engel olmasa... Aynen gece uykudayken olduğu gibi. İşte bu anların gücünü ve etkisini kullanmak bunun için çok önemli. Çocuk uyur ve bedeni iyileşme sürecine girerken, anne o zamanları sadece olumsuz düşüncelerle ve kaygılarla geçirirse yazık olur, şifalanma sürecini kösteklemiş olur. Öylesi endişe anlarında hemen az önceki olumlama tekrar edilebilir. Ardından dualar ve melekleri yardıma çağırma ve son olarak yine korumak. Gerekirse suyun gücünden faydalanmak.

İlaç tedavisi sırasında bana çok önemli gelen bir şifa çalışması daha var, paylaşmalıyım. Çocuğa bir ilaç verirken sesli ya da sessiz olarak tekrarladığım bir olumlama bu. "Bu ilacın çocuğumun bedeninin savunma sistemini güçlendirdiğini ve onu bu hastalıktan kurtardığını biliyorum. Bunun için teşekkür ederim. İlaç çocuğumun bedenine giriyor, onun iyileşmesine yardım ediyor ve tekrar bedeninden kolayca çıkıp gidiyor. Çocuğumun tüm organları gelişiyor, güçleniyor."
Bu olumlama bence önemli çünkü bazı ilaçlar çok güçlü toksik kalıntılar bırakabiliyor. Bu ilacı hiç vermemektense onun faydalarını almayı ve faydalı olmayan kısımlarını ise atmayı tercih ediyorum. Bu da hayat boyu devam eden bir alışkanlık haline gelsin istiyorum bir yandan. Sadece ilaçlar değil, yiyecek ve içecekler için de geçerli bir niyet olarak çocuklarıma aşılamaya kararlıyım.

Aşılama demişken, aşılar için de benzer olumlamayı yapıyorum. Ben de birçok anne gibi, durduk yere çocuğa bir sürü aşı yapmanın zorluğu ve isteksizliğini hissediyorum. İşte yine böyle bir anda bu olumlamayı geliştirdim. "Bu aşı çocuğumun sağlıklı bedenini eğitmek, savunma sistemini geliştirmek için yapılıyor. Aşının faydalı olmayan bir maddesi var ise, çocuğumun sağlıklı bedeni onu kolayca atıyor. Şükürler olsun"

İşte, anneler, herşey bu kadar kolay. Püf noktası her daim şifaya yani iyileşmeye odaklanmak. Onun arkasından gelecek size ait tüm düşünceler içinizi ısıtır ve çocuğunuzu iyileştirir. Belki siz benim yazdıklarımdan bile daha güzel olumlamalar yaratırsınız. Neticede, kendi çocuğunuzun şifacısı sizsiniz. Tüm doktorlardan bile daha etkili olduğunuzu bilin ve kendinize güvenin. Çare kalbinizde. Bir elinizi kendi kalbinize, diğer elinizi çocuğun bedeninde hasta olan noktaya koyun ve ona kalbinizden yeşil bir şifa enerjisi gönderin. Bakın, izleyin, çocuk uyandığında iyileşmiş olacak. İşte bu kadar kolay.

Bu yazıda yazdıklarım benim kişisel yaşam deneyimim, gün be gün geliştirip harmanladığım felsefem. Ancak kendi kişisel gelişimimde; aynı zamanda arşiv uzmanı ve profesyonel turizm rehberi olan, çok Sevgili arkadaşım ve bireysel dönüşüm danışmanım Edine Süleymanoğlu çok etkili oldu ve olmaya devam ediyor. Yazılarda ve sohbetlerimde zaman zaman değindiğim bazı teorik yöntemler ve bilgileri ise okumuş olduğum kitap ve makalelerden, katıldığım Melek Koçluğu Eğitimi'nden aldım diyebilirim. Kitapları ve ekolleri zaman zaman yeri geldikçe burada paylaşabilirim.

Herkese sağlık ve denge dolu günler dilekleriyle...