Translate

12 Ekim 2014 Pazar

Şükretmenin Uçurma Etkisi

İnsan ne durumda olursa olsun şükretmeli diyor ermişler. 

Uykunun en tatlı anında çocuklardan birinin sesiyle uyanıp yataktan fırlayarak, aman onun uykusu açılmadan yanında olmalıyım diyerek koşarken hiç de şükredemiyor doğrusu insan. Bu arada, bol bol şikayet dolu sözcük ve benim başıma neden bunlar geliyor diye kendine acıma tavırları.. Ha tabii bir de, neden uyandı, nerde hata yaptım, şimdi ne yapmalıyım şeklinde milyon tane soru o kısacık bir dakika içinde beyni zorlar. Tüm bu zihinsel koşturma yaşanırken, bedenin salgıladığı hormonları da siz düşünün artık. Adrenalin vardır kesin mesela oralarda bir yerlerde. 


Şükretmenin gücünü bir süredir hissediyorum, yaşayarak ve bilincinde olarak. Ve itiraf etmeliyim ki benim bu büyük gücü hüssetmem; "zor, kötü, içinden çıkılmaz" diye tabir edebileceğimiz anlarda şükredebildiğimde oldu. Bir durumu nasıl algıladığı belirliyor insanın hayata bakışını. Başına gelen olay her ne olursa olsun ona şükredebilmek çok çok önemli. Sonrasında da olanları kabul edip akışa bırakmak.. Eminim bunları ilk kez duymuyorsunuzdur. Kadim olsun, modern olsun; birçok filozof ve din adamının öğretilerinin temelinde yatar bu. İşte ben de okuyup hayatıma geçirdikçe bunu perçinledim. Eh, buraya yazmam da şart oldu haliyle. 


Bir kere şunu kabul etmeliyiz, bizim "iyi, kötü, talihli, talihsiz, acı, tatlı, güzel, çirkin" diye tanımladığımız olay ve durumlar aslında bizim onlara uygun gördüğümüz tanımların pek de ötesine gitmiyor, derinliği yok. Bence onlar birbirine denk değerde, hepsi bizim kişisel gelişimimize hizmet eden durumlar. Ve istisnasız hepsinin önemli bir ortak özelliği var, o da geçici olmaları. Bunu her daim hatırlamalıyız. Yani, piyangodan çıkan parayla milyoner olduğumuzda buna sevinirken de bilmeliyiz, başımıza bir kaza geldiğinde kahrolurken de bilmeliyiz bunun sadece geçici birşey olduğunu. Olanı olduğu gibi kabul edip başımıza geldiği için şükrederek bilincimizi uçurup o olayın üzerine çıkarmalıyız. 


Biz ruhsal olarak gelişirken kaçınılmaz olarak çeşit çeşit olay ve durumla karşılaşacağız, böyle böyle ilerleyecek ve bir yerlere varacağız. Meçhul ama bir o kadar da aydınlık bir yere... Yani yaşadığımız her şey bizde, içimizde hayrımıza olan bazı değişikliklere vesile oluyor. Biz içimizde neler olduğunu bilsek de bilmesek de, farkında olsak da olmasak da..


Bunu bilmek harika, öyle değil mi? Ve ne kadar da kolay, şükretmek... Şükretmekle hafifleyip uçuşa geçmek...


Yaşam yolcuğumuzun iyi ve rahat geçmesi için; işte tam bu bilgi, bize tüm yolları ve elimizdeki tüm haritaları ışıklarla aydınlatacak...


Öyleyse herkese ışıklarla dolu mutlu yolculuklar !!!